Davalar Üretken Yapay Zekanın Peşini Bırakmıyor; Yanıtlanmayı Bekleyen Sorular AI’ın Geleceğini Mi Belirleyecek? – New Technology




To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Teknolojinin, hukukun, pazarlamanın, sanatın,
ticaretin, iletişimin iç içe geçtiği
bir dönemde yaşıyoruz.

Teknolojideki gelişim her sektörün
uygulamalarını, pratiğini
değiştirdiği gibi hukuk uygulamalarını,
pratiğini ve ihtiyaç doğrultusunda
düzenlemelerini de değiştiriyor.

Teknolojinin gelişimi yolunda hukukun seyrini izlemeyi,
teknolojinin çıkardığı sorunları
sakin bir tavırla takip ederek, teknoloji
olgunlaştığı noktada devreye girmesini, mevcut
düzenlemelerin yetmediği du،da da müdahalesini
seviyo،. 

Şimdi hukuk, yeni bir seyirde başka bir teknolojik
devrimin kucağına bıraktığı yeni
soru(n)ları cevaplamanın, çözümlemenin
eşiğinde. Sonu gelmeyecek ve varış noktası
olmayan bu yolculukta bu sefer karşı karşıya
geldiği konu ne mi?

Çok değil Kasım 2022…

ChatGPT manşetlere çıkmaya başlamadan
önce yapay zeka hakkındaki ،ışmalar,
ortalıkta dolaşıp, gündemin üst
sıralarında yer alsa da, üretken yapay zeka, yapay
zekanın düzenlenmesinin önemli bir konu
olduğunun altını bir kez daha çizdi. Etik ve
yasal birçok ،ışmaya yol açtı.

Küresel olarak üretken yapay zeka inovasyonundaki
artış, olası riskler etrafında yeniden
düşünme ihtiyacını doğurdu. Söz
konusu ihtiyaç, birçok konunun yanında
etkilerinin aşikar olduğu fikri mülkiyet
alanında da kendini gös،i. Üretken yapay zeka,
telif hakkı kapsamında en sıcak, en
،ışmalı konulardan biri haline geldi. 

Üretken yapay zekanın telif alanında ortaya
çıkardığı soru(n)lar çok temel ve
çok yönlü. Yönlü diyo،
çünkü hem yapay zeka “girdi”si, hem de
yapay zeka “çıktı”sına
ilişkin telif hakkı konusunda cevap bekleyen sorular,
çözüm bekleyen sorunları var. 

Bunların her birine tek bir yazıda değinmek
yerine, sonraki yazılara selam niteliğinde bir giriş
yapmak ve şimdilik yapay zekada “girdi” yani yapay
zekanın üzerinde eğitildiği
çalışmalar konusunu ele almak daha doğru olur
diye düşündüm. Yapay zeka
“çıktı”sı yani yapay zeka
tarafından üretilen/yapay zeka destekli
çalışmalar kapsamındaki; (i)Üretken
yapay zeka ile oluşturulan çalışmaların,
telif hakkı ko،asından yararlanıp
yararlanmayacağı, (ii)Hepsi değil ama
bazılarının telif hakkı ko،ası
için uygun olabileceğini
düşünürsek, eser sahibinin kim
olacağı, (iii)Yapay zeka ile oluşturulan
çalışmaların başka eserlerdeki telif
haklarını ihlal edip etmeyeceği, (iv) Ederse bu
ihlalden kimin so،lu olacağına ilişkin
konuları bir sonraki yazıya bırakıyo،.
Küçük bir ، kovası içinde
fırtına koparmaya gerek yok.

Konumuza gelirsek….

Malum yapay zeka sistemleri güzel sanat, müzik,
fotoğraf, tasarım, şiir, roman, kısa hikaye,
makale, kodlar ve daha da fazlasını içeren hali
hazırda mevcut olan çalışmalar, veri setleri
üzerinde eğitiliyor. Bu veri setleri kimi zaman ve
sıklıkla telif hakkına konu/korunan
çalışmaları içeriyor. Ancak
eğitim için telif hakkı sahibinden bir izin/lisans
alınmıyor. Dolayısıyla yapay zekanın
üzerinde eğitildiği
çalışmaların kullanılmasının
telif hakkı ihlali olup olmadığı konusu
،ışmaların fitilini ateşliyor.

Günümüzde hayatta olan ya da olmayan bir
ressamın, yazarın, senaristin tarzında tablolar,
kitaplar, senaryolar bir şarkıcının sesinde
müzik yaratılabiliyor. Dünyanın dört bir
yanındaki hukukçular, teknoloji gelişmeye devam
ettikçe, bunun fikri mülkiyet haklarının
manzarasını nasıl değiştireceğini
anlamak için çabalıyorken mahkemeler de
üretken yapay zekanın ortaya
çıkardığı zorluklarla
boğuşmaya başladı. Üretken yapay zeka
şimdiden dünya çapında davalara yol
açtı….

ABD’li komedyen ve yazar Sarah Silverman, Christopher
Golden ve Richard Kadrey isimli iki yazarla birlikte, Open AI ve
Meta’ya, ABD’de dava açtılar. Open AI ve
Meta aleyhindeki davalar, üç yazarın, yasa
dışı bazı web sitelerinden
alındığını söyledikleri telif
hakkıyla korunan kitaplarının izin vermemelerine
rağmen ChatGPT ve LLaMA’da eğitim materyali olarak
kullanıldığına dolayısıyla telif
haklarının ihlal edildiği iddiasına
dayanıyor.1

ChatGPT, Mona A، ve Paul Tremblay isimli iki ABD’li
yazarın aynı iddialara dayanan, şirketin, bu suretle
haksız bir şekilde kar elde ettiği
dolayısıyla tazminat talepli başka bir davası
ile karşı karşıya.2

Getty Images, yapay zeka şirketi Stability
AI’ın, Stable Diffusion’ı eğitmek
için on iki milyondan fazla fotoğrafını
lisanssız kullandığını, bu suretle telif
haklarını ihlal ettiğini ve onunla haksız
rekabet ettiğini iddia ederek Stability AI aleyhine
ABD’de dava açtığını
duyurdu.3

Getty Images, hemen öncesinde de Stability AI aleyhine
Londra’da dava açtığını
duyurmuştu. Getty Images, bu davada da sahibi olduğu veya
temsil ettiği içerikleri Stability AI’ın
ticari çıkarlarına fayda sağlayacak ve
kendisinin ve eser sahiplerinin zararına olacak şekilde
yasa dışı bir şekilde
kopyaladığını ve işlediğini iddia
ediyordu.4

Ve ödüllü görsel sanatçılar
Sarah Andersen, Kelly McKernan ve Karla Ortiz, ABD’de
Stability AI, Midjourney ve DeviantArt aleyhine dava
açtılar. Sanatçılar, onların
tarzında görseller oluşturmasını
sağlamak için telif hakkıyla korunan
görsellerinin AI eğitim setinin bir parçası
olarak izinsiz kullanıldığını iddia
ediyorlar ve mahkemeden, maddi tazminat ile iddia edilen ihlalin
durdurulmasını talep ediyorlar.5

Bunlar 2023 senesinin davaları. 2022’nin son
aylarında da bir grup isimsiz programcı, GitHub Copilot
ana şirketi Microsoft ve teknoloji ortağı OpenAI
aleyhine, telif hakkıyla korunan kaynak kodunun yapay zeka
sistemlerini eğitmek için yetkisiz ve lisanssız
kullanıldığını iddia ederek dava
açmıştı.6

Tartışmaların içeriğine daha da
girmeden önce fikri mülkiyet, telif hakkı denen
şey nedir bizim kanunumuz ne diyor onları biraz
açayım. 

Öncelikle şunu söyleyerek başlamam gerek.
Tüm dünyada fikri mülkiyet
yasalarının/sisteminin temelinde, “eser
sahibi”ni ödüllendirerek, özendirerek,
koruyarak daha fazla “eser” üretilmesini
teşvik etmek suretiyle yaratıcılığın
gelişebileceği bir ortamı yaratmak vardır. Bunu
yaparken de bilimin ve sanatın ilerlemesini desteklemek
noktasında den،i sağlamayı göz ardı
etmez.

Ülkemizde fikri mülkiyet dediğimiz şey,
kişinin her türlü fikir emeği ile meydana
getirdiği fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakları
(fikir haklar ve uygulamadan kullanılan haliyle telif
hakları) konu edinen hukuk dalıdır. Ve fikir ve
sanat eserleri Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) uyarınca
korunur.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eser; sahibinin
hususiyetini taşıyan ve ilim edebiyat, mûsiki,
güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her
nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlanır.
Dolayısıyla bir fikir ve sanat
ürününün eser olarak kabul edilip korunma
altına alınabilmesi için; (i) kanunda sayılan
eser türlerinden birine dahil olması (objektif
koşul) ii) sahibinin hususiyetini taşıması yani
“özgün olması” “yaratıcı
özellik taşıması” (subjektif koşul)
gerekmektedir.7 Başka bir anlatımla sahibinin
hususiyeti taşımaktan kasıt, sahibinin
“kişiliğini ve
bireyselliğini/özelliğini”
taşıması “yaratıcı
katkısını/fikri çabasını”
yansıtmasıdır.

Eser sahibi ise kanunumuzda, eseri meydana getiren kişiyi
ifade eder. Kanunda kişi olarak belirtilmekle birlikte, bir
fikri ürünün eser olarak kabul edilebilme
şartlarının doğal bir sonucu olarak eser
sahipliği sı،ı gerçek kişilere
mahsustur. Dolayısıyla tüzel kişiler eser
sahibi olamazlar ancak Kanundan doğan mali haklara sahip
olabilirler.8

Madem hak kavramına girdik bunun da ne olduğunu
basitçe anlatayım. Telif hakkı
denildiğinde, eser üzerindeki eser sahipliğinden
doğan manevi ve mali haklar anlaşılır.

Manevi haklar, eserin, sahibinin kişiliğinin bir
parçası olduğu anlayışına
dayanır. Eser sahibinin kişiliğine sıkı
sıkıya bağlı haklardır ve devredilemezler.
Manevi haklar; bir eserin umuma arz edilip edilmemesini,
yayımlanma zamanını ve tarzını belirlemeye
ilişkin “umuma arz hakkı”, “eserde
adın belirtilmesi yetkisi”, “eserde
değişiklik yapılmasını menetme
yetkisi”, “eser sahibinin malik ve zilyede
karşı hakları”dır. Mali haklar ise;
“işleme hakkı”, “çoğaltma
hakkı”, “yayma hakkı”, “temsil
hakkı” ve “işaret, ses ve/veya
görüntü nakline yarayan araçlarla umuma
iletim hakkı”dır. Telif hakkı ko،ası
kapsamında eser sahibinin izni olmadan eser üzerindeki bu
hakların başkaları tarafından
kullanılması yasa،maktadır.

Bu kadar açıklamanın sonunda bir ara sonuca
ulaşmak gerek.

Dedik ki yapay zeka sistemleri telife konu
çalışmaları da içeren veri setleri
üzerinden eğitiliyor. ABD Patent ve Ticari Marka
Ofisi’nin açıklamasından yola
çıkarsak9 bu süreç zorunlu
olarak önce verilerin kopyalarını
çıkarmayı içeriyor. Bu kopyaların
oluşturulması da eser sahibinin çoğaltma
hakkının konusunu oluşturuyor.

Peki eser sahibine, yarattığı eser sebebiyle
sağlanan bu mutlak hakların yok mudur bir
sınırı, istisnası…

Var elbette. Eser sahibinin hakları FSEK’in
“Tahditler” başlığı altında 30
ve 47. maddeleri arasında kamu düzeni, genel ve özel
menfaat ve hükümete tanınan yetkilerle
sınırlandırılmış du،da. Herhangi
bir kullanımın, ancak bu maddelerde düzenlenen
hallere girmesi halinde telif hakkı ko،asına istisna
oluşturmakta, dolayısıyla eser sahibinin izni
olmadan da başkaları tarafından kullanımı
mümkün olmakta.

Uluslararası uygulamalarda AB ve ABD’ye
baktığımızda du، ne?

Avrupa Birliği’nde de bizim huku،uzdaki gibi eser
sahibinin haklarını sınırlandıracak
düzenlemeler önceden belirlenmiş olup, fikri haklara
sınırlı sayıda ve şartlara bağlı
olarak sınırlama getirilebileceği
öngörülmüş. Bununla birlikte,
hakların sınırlandırıldığı
hallerde bu sınırlandırmanın hukuka uygun olup
olmadığının belirlenmesi konusunda
üç aşamalı bir test
öngörülmekte. Testin üç adımı,
sınırlandırmanın “belirli ve özel
bir du،a ilişkin olması”, “sahibinin
eserden normal şekilde yararlanmasına aykırı
olmaması” ve “sahibinin meşru menfaatlerine
makul olmayan bir zarar verilmemesi” şeklinde.

Oysaki Amerikan fikri haklar hukuk sisteminde “adil
kullanım (fair use)” doktrini benimsenmiş. Bu
sayede mahkemeler geniş bir takdir yetkisi ile bir eserden
değişik türde izinsiz yararlanma hallerini
yo،layarak hakkın ihlal edilmediğine karar
verebilmekte. Amerikan hukuk sisteminde mahkemeler, bir adil
kullanım savunmasının geçerli olup
olmadığının belirlenmesinde 1)
kullanımın ticari nitelikte veya kar amacı
gütmeyen eğitim amaçlı olup
olmadığı da dahil olmak üzere,
kullanımın amacı ve niteliği 2) telif
hakkı ile korunan eserin doğası 3) bir
bütün olarak telif hakkıyla korunan eserin
kullanılan kısmının miktarı ve önemi
4) ve kullanımın, telif hakkıyla korunan eserin
،ansiyel pazarı veya değeri üzerindeki etkisi
olmak üzere dört faktörü dikkate almakta.

Dolayısıyla Avrupa Birliği ve bizden farklı
olarak bu doktrin, günümüz ve gelişen
teknolojilere ayak uydurabilmek noktasında esneklik
sağlayabilmekte.

Şimdi kilitlendik davaların nasıl
sonuçlanacağına. Bir taraf telif
hakkının ihlal edildiğini iddia ederken diğer
taraf -davaların çoğu ABD’de
açıldığından- kullanımın adil
kullanım kapsamında kaldığı
savunmasına sığınıyor. Yapay zeka
şirketleri, eserler üzerinde eğittikleri yapay
zekanın, üzerinde eğitildikleri eserleri yeniden
üretmek yada eser sahiplerinin tarzında eser
oluşturmak için değil de, yeni eser(ler)
oluşturmak için kullanıldığına
mahkemeleri ikna edebilecek mi? Hadi bunu aştılar
diyelim, yapay zeka teknolojilerini eğitmenin ticari bir amaca
hizmet edip etmediği, ihlalden kar elde etmeye
çalışıp
çalışmadıkları konusunda mahkemenin
tutumu ne olacak?

İlerleyen dönemde bu gri ve muğlak du،
bakalım nelere gebe olacak. Yapay zeka şirketleri ve eser
sahipleri elbette ortak bir noktada buluşacaklar. Bu
buluşma üretken yapay zekanın gelişmesini
teşvik etmek önünü açmak için
hukuki düzenlemelerde değişiklikle mi
gerçekleşecek yoksa yapay zeka şirketleri mevcut
hukuki düzenlemelere itaat etmekten başka çareleri
kalmadığını anlayacaklar ve o büyük
eğitim setlerinin içeriğinde bulunan eserleri
lisanslanmaya ilişkin yeni anlaşmalarla mı
gerçekleşecek, göreceğiz.

Bizim tarafta yapay zeka ve telif hakkı kapsamında bir
dava henüz yok. Ancak oky، ötesi olsa da hem yapay
zekanın eğitim sürecini hem de telif
hakkının gelecekte nasıl
lisanslanacağını şe،endirecek olması
bakımından bu davaların sonucunun bizim için
de önemli olacağı muhakkak.

Footnotes

1. 

2. 

3. 

4. 

5. 

6. 

7. Yargıtay HGK’nun 02.04.2003 gün ve
E.2003/4-260, K.2003/271 sayılı kararı

8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2008
tarih ve 2007/227 esas, 2008/2175 sayılı
kararı

9. 

The content of this article is intended to provide a general
guide to the subject matter. Specialist advice s،uld be sought
about your specific cir،stances.


منبع: http://www.mondaq.com/Article/1373306